Son yıllarda sosyal medya, dünya genelinde bireylerin seslerini duyurabildikleri önemli bir platform haline geldi. Fakat bu durum her ülke için geçerli değil. İran, sıkı internet denetimleri ve sansür uygulamalarıyla bilinen bir ülke olarak, birçok İranlının sosyal medyada özgürce ifade hakkını kullanmasına engel oluyor. Özellikle Twitter, Instagram ve diğer sosyal medya platformları, İran'da devlet tarafından kısıtlanıyor; fakat buna rağmen İranlıların bu platformlardaki varlığı ve tweet atma isteği her geçen gün artıyor. Bu durum, toplumun geniş kesimlerinde sosyal medya aracılığıyla bir değişim arayışının da habercisi.
İran, tarihsel olarak güçlü bir siyasi ve sosyal yapı ile bilinirken, 1979 İslam Devrimi'nden sonra ülkede sıkı bir denetim ve sansür politikası uygulanmaya başlandı. Sosyal medya platformları üzerindeki sınırlamalar, özellikle genç nesil arasında büyük bir rahatsızlığa neden oluyor. Günümüz İran'ında birçok genç, sosyal medya üzerinden kendilerini ifade etmek, toplantı ve etkinlikler organize etmek, hatta protestolara katılmak istiyor. Bunun yanında, sosyal medya kişisel hikayelerin, hayallerin, ideallerin ve toplumsal sorunların sesli bir şekilde dile getirilebildiği bir mecra olarak da ön plana çıkıyor.
Ancak bu özgürlük arayışı, devletin sıkı denetim politikalarıyla çatışıyor. 2019 yılında yapılan halk protestoları sırasında, İran hükümeti interneti keserek sosyal medya platformlarına erişimi engelledi. Bu tür uygulamalar, protestocuların organize olmasının ve seslerini duyurmasının önüne geçti. Fakat buna rağmen, İranlılar yine de sosyal medya üzerinden birbirleriyle bağlantı kurmaya ve kendi seslerini çıkarmaya çalışıyorlar. Adeta bir dijital isyan niteliğinde olan bu durum, İran halkının özgürlük arzusunu da gözler önüne seriyor.
İran'da sosyal medyada tweet atmak, sadece bireysel bir ifade biçimi değil, aynı zamanda bir toplumsal hareketin ifadesi olarak da değerlendiriliyor. Özellikle genç nesil, İran'ın geleneksel ve katı sosyal yapısına karşı durarak, dünya ile bağlantı kurabilmek adına sosyal medya platformlarını aktif bir şekilde kullanıyor. Twitter, bu noktada birçok İranlı için bir bağ kurma aracı haline gelirken, global konulara dair duyarlılıklarını da artıruyor.
Gençler, sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarla hem kendi ülke sorunlarına dikkat çekiyor hem de dünya genelindeki gelişmeler hakkında bilgi sahibi oluyorlar. Örneğin, İranlı gençler sıklıkla iklim değişikliği, insan hakları ihlalleri ve eşitlik konularında tweet atarak, dünya ile etkileşimde bulunuyorlar. Bu durum, Türkiye, ABD ve Avrupa gibi başka ülkelerdeki kullanıcılarla bilgi alışverişine de zemin hazırlıyor. Sonuç olarak, sosyal medya üzerinden gerçekleşen bu etkileşim, İran'daki gençlerin düşünce kalıplarını genişletiyor ve global meseleler hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalarını sağlıyor.
Bu gelişmeler, İran içindeki baskıcı rejim karşısında bir direniş sembolü haline geliyor. Birçok İranlı, sosyal medya platformlarının kendilerine sunduğu bu özgürlük alanını kaçırmamak için elinden geleni yapıyor. VPN kullanımı yaygınlaşıyor, yasaklı platformlara ulaşım için farklı yollar aranıyor. Bu bağlamda, İran'da tweet atma isteğinin ardındaki motivasyonların sadece bireysel merak veya eğlence olmaktan çok, toplumsal değişim ve özgürlük arayışı olduğu açıkça görülüyor.
Sonuç olarak, İranlıların sosyal medyada tweet atma isteği, bir yandan kişisel bir özgürlük arayışını temsil ederken, diğer yandan toplumda daha büyük bir değişim arzusunun önünü açıyor. Devletin baskılarına karşı etkisini yitirmeyen bu dijital direniş, dünya genelinde de yankı buluyor. İranlılar, tüm engellemelere rağmen kim olduklarını, neyi savundiklarını ve ne istediklerini duyurmak için mücadele etmeye devam ediyor. Bu bağlamda, sosyal medya her zamankinden daha fazla bir ifade ve dayanışma aracı haline geliyor. İran, teknolojinin ve sosyal medyanın sunduğu imkanlarla, dünya ile bağlarını güçlendiriyor ve umudunu kaybetmeden kendi hikayesini yazmaya devam ediyor.