Gözlerinizi kapatın ve bir an için sadece 7 yaşında bir çocuğun hayatını hayal edin. O çocuğun ailesi, hayatın getirdiği zorluklarla uğraşırken, onun başına başka bir bela gelir: açlık. İşte Meryem, daha çalışmalarına bile başlamadan, bu felaketle karşı karşıya kalmış ve yaşadığı açlıkla mücadelesi, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik açıdan da büyük bir yük. Meryem, 25 kilodan 10 kiloya düşmesiyle birlikte, hem sağlık hem de yaşam mücadelesi vermeye başlamış durumda. Küçük kızın hikayesi, açlık ve yetersizlik üzerine bir farkındalık oluşturmayı amaçlıyor.
Açlık, en temel ihtiyaçlarımızdan biri olan beslenmenin eksikliği anlamına gelir. Birçok çocuk, sağlıklı büyümek ve gelişmek için yeterli gıdaya ulaşamadığı için büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Meryem de tam olarak böyle bir durumun kurbanı. Küçük yaşta olup bu kadar ağır bir durumla başa çıkmak zorunda kalmak, tam bir çaresizlik hissi yaratırken, Meryem’in yaşadığı açlık, onun gelişimini, sağlığını ve psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Ailesinin maddi durumu, kısıtlı imkanları nedeniyle Meryem, çoğu zaman aç kalmakta ve bu da onu oldukça zayıf bir duruma düşürmekte.
Açlıkla mücadelesi, Meryem’in sadece bedenini değil, ruhunu da sarmış durumda. Her gün yeni bir güne umutla başlamak istese de, midesinin her gurulduşunda, küçücük yüreği hayal kırıklığı ile dolabilir. Bununla birlikte, Meryem’in yaşadığı zorluklar, bazı insanın onu tanımasıyla birlikte bir umut ışığı doğmasına da olanak sağladı. Yerel hayır kurumları ve gönüllüler, Meryem’in ailesine yardım etmek için seferber oldular. Yapılan yardım kampanyaları ve bağışlarla Meryem’in ailesine gıda ve temel ihtiyaç malzemeleri ulaştırılmaya başlandı. Bu destek, Meryem’in yaşamında bir fark yaratmayı hedefliyor, ona biraz da olsa umut sunuyor.
Meryem’in hikayesi, sadece kendi hikayesi değil. Dünyanın dört bir yanında açlıkla mücadele eden milyonlarca çocuk var. Her biri, Meryem gibi, sadece bir çocuk olmanın getirdiği masumiyeti ve hayalleriyle yaşam mücadelesi veriyor. Bu nedenle, toplum olarak bu tür hikayelere daha fazla duyarlılık göstermeli ve yardımlaşma duygusunu güçlendirmeliyiz. Meryem gibi çocukların sesi olmaya ve onları desteklemeye devam etmek, hepimizin sorumluluğu olmalıdır.
Küçük Meryem ve benzeri durumdaki çocuklar, sadece hayat mücadelesi vermiyor; aynı zamanda onların yaşadığı zorluklar, biz yetişkinler için birer ders niteliği taşıyor. Hayatta sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilmek, insan olmanın en önemli yanıdır. Herkesin küçük bir katkısıyla bile bu çocuklara umut olabileceğini unutmamalıyız. Meryem’in yaşadığı bu zorluklardan kurtulması ve hayata tutunabilmesi için yapabileceğimiz çok şey var. Elimizdeki imkanlarla, kalplerimizi açarak onlara destek olmalıyız.