Marmara Denizi, 30 Ekim 2023 tarihinde saat 14:15 civarında 3 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Kandilli Rasathanesi’ne göre, depremin merkez üssü İstanbulluların sıklıkla bulunduğu noktaların yakınında yer aldı. Kısa süre içerisinde sosyal medyada yayılan haberler, vatandaşların tedirgin olmasına neden oldu. Ancak, uzmanlar depremin büyüklüğünün büyük hasar yaratmayacağını vurguladı. Bu deprem, bölgenin seysmik aktivite risk nivelini yeniden gözler önüne serdi ve Marmara'nın deprem kuşağında yer aldığını hatırlattı.
Kandilli Rasathanesi, depremin derinliğini 10 kilometre olarak açıkladı. Depremin merkez üssü Çınarcık açıkları olarak tespit edildi. İlk gelen bilgiler, depremin İstanbul'un bazı semtlerinde de hissedildiği yönünde. Çevre illerden gelen raporlar da, depremin hissedildiğini doğruluyor. Bu durum, halk arasında bir korku ve endişe dalgası yaratmış durumda. Ancak, uzmanlar genel olarak bu büyüklükteki bir depremin büyük hasara yol açmadığını ve yapısal olarak sağlam yapılarda minimum etkisinin olduğunu belirtiyor.
Marmara Üniversitesi Deprem Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Ahmet Öztürk, depremin büyüklüğünün önemli olmadığını, ancak bölgenin seismik aktivite açısından sürekli izlenmesi gerektiğini ifade etti. "20 büyüklüğündeki depremler bile bazen büyük hasarlara yol açmazken, 3 büyüklüğündeki bir deprem, sadece küçük bir sarsıntıdır," diyen Prof. Dr. Öztürk, halkın paniğe kapılmaması gerektiğini ifade etti. Öztürk, "Ancak bu tarz depremler, bize Marmara'nın her an bir büyük depreme hazır olduğu gerçeğini unutturmamalıdır," şeklinde uyarıda bulundu.
Öte yandan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin depreme karşı hazırlıklarını gözden geçirdiği ve sürekli eğitim faaliyetleri sürdürdüğü biliniyor. 2023 yılı itibarıyla İstanbul'da şehri olumsuz etkileyebilecek olası depremlere karşı alınması gereken önlemler de gözden geçiriliyor. Deprem sonrası alınan önlemler ve halkın farkındalığı artırılması, olası bir felakette hayat kurtarıcı olabilir.
Bu olayla birlikte, İstanbul’da ve çevresindeki şehirlerde, sismik izleme sistemlerinin geliştirilmesi ve deprem bilincinin artırılması gerekliliği bir kez daha gündeme geldi. Yerel yönetimler, vatandaşlara deprem anında ve sonrasında nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgi vermeye devam ediyor.
Sonuç olarak, Marmara Denizi’ndeki 3 büyüklüğündeki deprem, korkulara yol açarken, bilim insanları ve uzmanlar, halkın zihninde oluşan paniği azaltacak açıklamalarda bulunmaya devam ediyor. Henüz büyük bir tehlike olmadığı belirtilse de, bölgenin deprem kuşağında yer aldığını ve her an büyük bir depremin olabileceği gerçeğini unutmamak gerekiyor. Bu tür olaylar, deprem bilincinin arttırılması ve hazırlıklı olma konusunda önemli bir fırsat sunuyor.