İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Gazze'de yaşanan insani krize dair yaptığı açıklamalarla kamuoyunu şaşırttı. "Bölgedeki hiç kimse açlıktan ölmüyor" ifadelerini kullanan Netanyahu, bu sözleriyle hem eleştirilere maruz kaldı hem de Gazze'deki duruma dair zihinlerde soru işaretleri bıraktı. Ancak gazetecilerin, uluslararası kuruluşların raporları ve bölgeden gelen tanıklıklarla, Nduno'nun bu açıklamalarının gerçeği ne kadar yansıttığı merak ediliyor.
Gazze, yıllardır süren çatışmalar ve abluka nedeniyle insanlık dramının yaşandığı bir bölge haline geldi. Birleşmiş Milletler’in (BM) raporlarına göre, bu bölgedeki nüfusun yaklaşık %80'i yardıma muhtaç konumda. Çocuklar, yaşlılar ve hastalar gibi hassas grupların durumu ise daha da kritikti. Yetersiz gıda, su ve sağlık hizmetleri, vatandaşların yaşam kalitesini tehdit eden en büyük unsurlar arasında. BM'nin raporları, özellikle son yıllarda dahası koronavirüs pandemisi döneminde acil gıda yardımına ihtiyaç duyan insan sayısının arttığına işaret ediyor.
Netanyahu'nun açıklamalarında öne sürdüğü "açlıktan ölen kimse yok" ifadeleri, bu rakamlarla çelişiyor. 2022 itibarıyla yapılan araştırmalar, Gazze'de gıda güvenliği sorununun giderek derinleştiğini ortaya koydu. İstatistikler, bölgedeki hanelerin %61'inin yeterli gıda erişiminde ciddi sorunlar yaşadığını gösteriyor. Özellikle çocuklar arasında yetersiz beslenme oranları, bir öncekine göre %10 artış göstermiş durumda. Bu durum, ayrıca dünya genelinde sıkça tartışılan bir insan hakları ihlali olarak da nitelendiriliyor.
Gazze'den gelen tanıklıklar, Netanyahu'nun açıklamalarının gerçeği ne kadar saptırdığını gözler önüne seriyor. Gazze'de yaşayan insanların yaşadığı zorlukları anlatan birçok yerel halk, günlük yaşamda karşılaştıkları güçlükleri dile getiriyor. "Her gün bir parça ekmek bulmak için mücadele ediyorum" diyen 45 yaşındaki bir baba, ailesinin beslenme ihtiyacını karşılamak için neler yaptığını anlattı. Benzer şekilde, bir çocuk annesi, "Eğer yardımlar gelmezse, çocuklarımın durumu daha da kötüleşecek" diyerek bölgedeki aciliyetine dikkat çekti.
Bölgedeki sağlık sisteminin çökmesi sonucu, birçok hasta gerekli tedavileri alamıyor. Urgent Care Hospital yöneticisi, "Ellerimizde yeterli ilaç yok. Kronik hastalıkları olan insanlara bakmakta zorlanıyoruz" dedi. Bu açıklamalar, Netanyahu'nun sözlerinin yalnızca bir siyasi söylemden ibaret olduğunu kanıtlar nitelikte. Uluslararası sağlık ve gıda kuruluşları, Gazze'deki insani durumun ciddiyetine dair çağrılar yapmaya devam ediyor. Uluslararası toplumun bu duruma duyarsız kalması, bölgedeki insani trajedinin derinleşmesine neden olmaktadır.
Sonuç olarak, Netanyahu’nun “Gazze’de kimse açlıktan ölmüyor” söylemi, bölgedeki gerçekleri yansıtmamakta ve ciddi sosyal bir sorunu göz ardı etmektedir. Gazze’de hoşnutsuzluğun ve yoksulluğun giderek artması, uluslararası toplumun bu krize nasıl bir çözüm üreteceği konusunda büyük bir belirsizlik yaratmaktadır. Netanyahu’nun bu gibi söylemleri, yalnızca politik bir gündem yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda burada yaşayan insanların yaşam mücadelesini de görünmez kılmaktadır. Gazze'de yaşanan acıyı ve zor koşulları deneyimleyenler, seslerinin daha fazla duyulmasını bekliyor.