Son yıllarda Türkiye’nin ekonomik durumu birçok zorlukla karşı karşıya kaldı. Bu zorluklardan en dikkat çekeni ise kapanan şirket sayısının hızla artması. İşletmelerin karşılaştığı zorluklar, piyasa dinamiklerinin değişmesi ve belirsiz ekonomik şartlar, birçok firmanın faaliyetlerini sürdürme kabiliyetini zorlaştırdı. Bu bağlamda, son verilere göre Türkiye’de kapanan şirket sayısında kaydedilen artış, ekonomik göstergelerin ne denli kırılgan olduğunu ortaya koyuyor.
Ekonomik istikrarsızlık ve belirsizlik, şirketlerin ayakta kalması için büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler), finansal kaynakları sınırlı olduğu için bu durumdan daha fazla etkileniyor. Türkiye'de kapanan şirket sayısındaki artışın ardında yatan başlıca nedenleri şöyle sıralayabiliriz:
- Artan Maliyetler: Enerji, hammadde ve işgücü maliyetlerindeki artış, birçok işletmenin kâr marjını daraltmış durumda. Özellikle son dönemde enerji fiyatlarının yükselmesi, işletmelerin faaliyetlerini sürdürme yeteneklerini zorlaştırıyor. - Piyasa Talebindeki Düşüş: Pandemi sonrası toparlanma sürecinde beklenen talep artışı gerçekleşmedi. Tüketici güveninin azalması ve harcamaların kısıtlanması, birçok sektörde talep düşüşüne neden oldu. Bu durum, işletmelerin gelirlerini azaltarak kapılarını kapatma aşamasına getirdi. - Rekabetin Artması: Piyasalardaki rekabetin yoğunlaşması, özellikle sektördeki küçük işletmeleri zor durumda bırakıyor. Büyük ölçekli firmaların maliyet avantajı, küçük işletmelerin pazar payını kaybetmesine yol açıyor. - Finansmana Erişim Sorunları: Bankaların kredi verme konusundaki temkinli yaklaşımı, birçok işletmenin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasını engelliyor. Ekonomik belirsizlikler nedeniyle işletmeler, gerekli finansmana ulaşıp büyüme stratejilerini uygulamakta zorlanıyorlar.Şirket kapanmalarının ekonomik etkileri çok yönlüdür. Kapanan her bir işyeri, yalnızca sahiplerinin değil; aynı zamanda çalışanlarının, tedarikçilerinin ve hatta bağlı bulundukları sektörlerin de olumsuz etkilenmesine yol açar. İşsizlik oranlarının artması, ekonomik büyümenin yavaşlaması ve sosyal huzursuzluk gibi sorunlar, kapısına kilit vuran her işletme ile bir derece daha büyür.
Bu durumu önlemek için devletin ve özel sektörün birlikte hareket etmesi elzemdir. İşte bazı çözüm önerileri:
- Destek Programları: KOBİ'lere yönelik finansal destek programlarının artırılması, işletmelerin finansal yüklerini hafifletebilir. Hibe ve düşük faizli kredi imkânları, şirketlerin hayatta kalma savaşında önemli bir destek olacaktır. - Pazar Araştırmaları: İşletmelerin ihtiyaç duyduğu pazar trendlerinin tespit edilmesi, rekabet şartlarının iyileştirilmesi için kritik bir adım olabilir. Pazar araştırmalarına yapılacak yatırımlar, işletmelerin doğru stratejiler geliştirmesinde etkili olacaktır. - İnovasyon ve Dijitalleşme: Şirketlerin günümüz teknolojilerini benimsemeleri ve dijital dönüşüme ayak uydurmaları da hayati önem taşıyor. İnovatif çözümler ve çevrimiçi satış kanalları, işletmelerin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayabilir.Tüm bu sebepler ve çözüm önerileri ışığında, Türkiye'de kapanan şirket sayısının artışını durdurmak mümkün. Ancak bu, yalnızca hükümet politikalarına değil, aynı zamanda işletmelerin kendi iç dinamiklerini güçlendirmesi ve değişime ayak uydurmasına da bağlıdır. Kapanan her bir şirket, yalnızca bir işletmenin değil, aynı zamanda o işyerindeki emekçilerin, ailelerin ve dolaylı olarak birçok insanın hayatına dokunan bir durumdur. Bu nedenle, sorunlara çözüm bulmak sadece ekonomik bir gereklilik değil, sosyal bir sorumluluktur.