Geçtiğimiz yaz, dünya genelinde birçok ülke askeri geçit törenleri düzenleyerek güç gösterisi yaptı. Ancak bu törenlerden ikisi, özellikle ABD ve Çin’in gerçekleştirdiği askeri geçitler, uluslararası kamuoyunun dikkatini en çok çeken olaylar arasında yer aldı. Bu yazıda, her iki ülkenin askeri geçit törenlerinin tarihsel, kültürel ve stratejik anlamlarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. ABD’nin gücünü sergilediği gösterişli etkinlik, Çin’in yükselen askeri gücünü ön plana çıkardığı seremonisi ile karşılaştırılacak.
Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri geçit törenleri, köklü bir geleneğe sahiptir. Her yıl 4 Temmuz’da bağımsızlık günü kutlamaları sırasında düzenlenen bu törenler, hem askeri birliklerinin gücünü sergilemekte hem de ulusun birlik ve beraberliğini pekiştirmektedir. Son yıllarda, bu törenlerin daha teknolojik ve modern bir hale dönüştüğüne şahit olduk. Örneğin, 2023’teki geçit töreninde, son teknolojilerle donatılmış askeri araçlar, insansız hava araçları ve süper savaş uçakları gösterildi. Bu tür modernizasyon, sadece askeri gücü değil, aynı zamanda ülkenin küresel dinamiklerdeki rolünü de ortaya koymaktadır.
ABD'nin geçmişteki askeri geçitleri, yalnızca gücün değil, aynı zamanda ulusal kimliğin de bir yansımasıdır. Bu etkinliklerde, tarihi savaş araçları, askeri tarihin önemli anlarına atıfta bulunarak seyircileri nostaljik bir yolculuğa çıkarmaktadır. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan tanklar ve uçaklar, sadece askeri birer gösteri aracı değil, aynı zamanda ülkenin zafere giden yolunda önemli birer semboldür. Ayrıca, halkın yoğun ilgisi ve katılımı, bu tür etkinliklerin ne denli önemli olduğunu gözler önüne sermektedir.
Öte yandan, Çin’in askeri geçit törenleri, ülkedeki askeri gücün artışını ve stratejik hedeflerini sergileme amacına hizmet etmektedir. Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun düzenlediği geçit törenleri, özellikle uluslararası arenada çok fazla dikkat çekmektedir. Son yıllarda, ülke sınırlarını aşan askeri modernizasyon hamleleri, ayrıca uluslararası ilişkilerdeki artan gerginliğin de bir göstergesi olarak öne çıkmaktadır. 2023 yazında gerçekleştirilen geçit töreninde, yeni nesil savaş uçakları, balistik füzeler ve denizaltıların yanı sıra geleneksel askeri birlikler de gösterildi.
Çin hükümeti, bu tür askeri etkinliklerle hem kendi halkına hem de dünyaya, stratejik hedeflerini ve askeri gücünü ne denli artırdıklarını göstermek istemektedir. Güçlü bir orduya sahip olmanın yanı sıra, ulusların düzeni sağlama konusundaki kararlılıklarını sergiledikleri bu geçitlerde, askeri dönüşüm sürecinin hızlandığı da görülmektedir. Bu bağlamda, Çin’in bu geçit törenleri yalnızca bir askeri şov değil, aynı zamanda uluslararası politika ve stratejik hamlelerin sergilendiği önemli bir platform hâline gelmiştir.
Her iki ülkenin askeri geçit törenleri, sadece askeri bir gücün sergilenmesi değil, aynı zamanda bu güçlerin arka planındaki stratejilerin, ideolojilerin ve tarihsel bağların da bir yansımasıdır. ABD, geleneksel değerlerini modern teknoloji ile birleştirerek güçlü bir savunma sanayi ve stratejik odaklanma gösterirken, Çin ise hızla gelişen askeri kapasitesini, uluslararası alandaki stratejik hamlelerini desteklemek için kullanmaktadır. Bu tür gösteriler, dünyanın gelecekteki askeri dengelerine dair önemli ipuçları sunmakta ve uluslararası strateji üzerinde etkili olmaktadır.
Sonuç olarak, ABD ve Çin’in askeri geçit törenleri, yalnızca bir askeri etkinlik olmanın ötesinde, güç dengelerinin ve uluslararası ilişkilerin birer yansımasıdır. Her iki ülke de geçmişten bugüne, askeri geçitlerle kendi kimliklerini, tarihlerini ve geleceğe dair hedeflerini kamuoyuna sunmaktadır. Bu tür etkinlikler, yalnızca Asya-Pasifik bölgesindeki gelişmeleri değil, aynı zamanda küresel güç dinamiklerini de etkilerken, uluslararası ilişkilerdeki evrimi gözler önüne sermektedir. Merakla beklenen yeni dönem, bu askeri geçitlerin ardından nasıl şekillenecek, şimdiden birçok stratejisti düşündürüyor.